Hasta Haklari Aktivistleri Dernegi

Haberler

Sağlık Sektörü ve Hak İhlâllerindeki Haberler

Hasta Mahremiyeti ve Özel Hayatın Gizliliği Anayasal Haktır

Basın Açıklamasıdır

 Hasta Mahremiyeti ve Özel Hayatın Gizliliği Anayasal Haktır

Ondukuz Mayıs Üniversitesine burun kemiği ameliyatı olması için getirilen mahkumun güvenliğinden sorumlu jandarma ameliyathane iç koridorunda beklemek isteyince, ameliyathane sorumlusu Prof. Dr. Kenan Erzurumlu, “steril olan bir ortamda sağlık görevlileri dışında kimsenin bulunamayacağını” belirterek, jandarmadan ameliyathane dışında beklemelerini istemiş, talebi olumlu karşılanmayınca duruma tepki göstererek görevinden istifa etmiştir.

Öncelikle Prof.Dr.Kenan Erzurumlu’ya hasta mahremiyetini korumaya yönelik tavrı ve eylemi nedeniyle teşekkür eder, kolluk kuvvetleri ve hastane yönetiminin tavrını kınadığımızı ifade ederiz.

Hasta mahremiyetinin ihlaline neden olacak bu tavır ve davranışlarla ilgili derneğimize de şikâyetler gelmektedir. Bu ve benzeri davranışları dolayısıyla kolluk kuvvetlerinin ve onlara bu emri verenlerin Anayasal suç işledikleri bilinmelidir. Bu bağlamda gerek tıbbı müdahale gerekse muayene sırasında kolluk kuvvetlerinin ve hastane yönetiminin hasta mahremiyetini ve özel hayatın gizliliğini ihlal edecek şekilde tavır sergilemesi anayasaya aykırıdır.

Ulusal ve uluslar arası hasta hakları ne diyor.  

Hastanın mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır. Hasta, mahremiyetinin korunmasını açıkça talep de edebilir. Her türlü tıbbi müdahale, hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle icra edilir”  “Muayenenin, teşhisin, tedavinin ve hasta ile doğrudan teması gerektiren diğer işlemlerin makul bir gizlilik ortamında gerçekleştirilmesi gerekir. “Tedavisi ile doğrudan ilgili olmayan kimselerin, tıbbi müdahale sırasında bulunmamasını isteyebilir.”

Mahremiyete saygı ve özel hayatın gizliliği anayasal haktır.

Hasta hakları yasalarla güvence altına alınmıştır. Diğer yandan Hekimlik mesleğinin nasıl yürütüleceği, ulusal sağlık mevzuatında, TTB Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nda, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nde, Hasta Hakları Yönetmeliği’nde, Uluslararası Sözleşmelerde, İstanbul Protokolü’nde ve Dünya Tabipler Birliği Bildirgeleri’nde tanımlanmıştır. Hekimler hastaların ırk, dil, din, mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durumları ile sair farklılıkları dikkate almadan mesleklerini yürütmek zorundadır. Bu bağlamda Tutuklu ve hükümlülerin muayenesi ve tıbbı müdahalesi de öteki hastalarınki gibi, kişilik haklarına saygılı, hekimlik sanatını uygulamaya elverişli koşullarda yapılmalı ve onların gizlilik hakları korunmalıdır. Polis ya da diğer kolluk görevlileri hiçbir zaman muayene ve tıbbı müdahale ortamında, ameliyat halinde ameliyathane iç koridorunda bile bulunmamalıdır. Hekimin, bu koşulların sağlanması için ilgililerden istekte bulunma hakkı ve sorumluluğu vardır.

Devlet hak ihlali yapan değil ihlali önleyen komunda olmalıdır.

Hükümlü ve tutuklu hastaların haklarının korunması için gerekli çalışmalar bir an önce yapılmalıdır. Devlet ve görevlileri İnsan haklarını ve hasta haklarını tanımayan ve ihlal yapan değil bu hakları koruyan kollayan komunda olmalıdır.

Sonuç olarak Basına yansımış olan bu üzücü olayla ilgili olarak ulusal ve uluslararası belgeler ışığında “hekimin” yapmış olduğu davranış “hukuka ve mevzuata uygun“ olup istifaya sebep olan Jandarma ve Hastane Yönetiminin tavrı hukuk zemininde hiçbir gerekçe ile haklı görülemez.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Hasta Hakları Aktivistleri Derneği

Etiketler...