Hasta Haklari Aktivistleri Dernegi

Haberler

Sağlık Sektörü ve Hak İhlâllerindeki Haberler

Özel hastanelerin acil birimlerinde hastalardan ücret talep edildiği iddiası

Hasta Hakları Aktivistleri Derneği Başkanı Demir, "Vatandaşlarımızın mecburiyeti ve çaresizliğini kullanarak haksız kazanç elde etme çabası, devletimiz ve halkımızla milli bir dayanışma sergilediğimiz bu günlerde son derece yakışıksızdır." dedi.

Son günlerde salgın tehdidi nedeniyle, Özel Hastanelerin Acil birimlerine; yüksek ateş, karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, ishal, nefes darlığı, bilinç kaybı gibi gerekçelerle başvuranlardan, acil müdahale için ücret talep edildiğine dair bilgiler ulaşmakta.

Oysa Hastane Ruhsatı alan bir kurumun Acil tedavi hizmetleri için ücret talep etmesi kesinlikle yasal değildir.

Vatandaşlarımızın mecburiyeti ve çaresizliğini kullanarak, onların ölüm korkusu ve kaygısı üzerinden haksız kazanç elde etme çabası, devletimiz ve halkımızla millî bir dayanışma sergilediğimiz bu günlerde son derece yakışıksızdır. Özel hastanelerin; tıbbî deontolojiye, meslekî etik kurallarına ve mevzuata aykırı biçimde, hareket etmesi, hastaların bilgisizliğini ve mecburiyetini kötüyü kullanması, affı olamayacak bir istismardır. Böylesi hassas günlerde gerçekleşen bu tür istismar olayları görmemezlikten gelinemez ve cezasız bırakılamaz.

Acil hal; ani gelişen hastalık, kaza ve yaralanmayı ifade eder. Acil tedavinin gerekli olduğu durumlarda, kişi, en yakın sağlık kurumuna gider ya da götürülür. Acil durumda gerekli müdahale yapılmadığında telâfisi mümkün olmayan durumlar (hayatın kaybedilmesi ya da vücut bütünlüğünün bozulması) ortaya çıkabilir.

Korona kuşkusuyla herhangi bir özel hastaneye giden kişiye ödeme yapması beklemeksizin müdahale edilmek zorundadır. Vatandaşların, Özel Hastanelerin Acil Birimlerinde bile ödeme yapmaksızın hizmet alamayacakları intibası yerleştirilmesi, sosyal devlet ilkesine aykırıdır. Aynı zamanda, kamu kurumlarına ait sağlık kurumlarının daha fazla yoğunluğa maruz kalmasına neden olmaktadır. Ödeme gücü olmadığından dolayı özel hastaneye gitmekten kaçınan vatandaşlar, devlet kurumlarında yığılmakta ve salgın tehlikesini artırmaktadır.

Özel hastanelerde, acil sağlık hizmeti verilmesi ve acil vakaların, “hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına ya da ödeme gücü bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kabul edilmesi ve gerekli tıbbî müdahalenin kayıtsız-şartsız ve gecikmeksizin yapılması zorunludur”. Özel hastane, acil olarak gelen hastalara yeterli personeli ya da donanımı olmadığı, ilgili birimi ya da boş yatağı bulunmadığı, hastanın sağlık güvencesi olmadığı ve benzeri nedenler ile gerekli acil tıbbî müdahaleyi yapmaktan kaçınamaz.

Diğer yandan, Acil servise başvuran hastalara, yoğun bakım hizmeti dâhil olmak üzere gerekli ilk müdahalenin yapılması, tedavinin devamı için gerekiyorsa hastanın yatışı yapılarak tedavisinin ve eğer gelişirse komplikasyonların tedavisinin tamamlanması esastır. Hastanın tıbbi durumunun gerektirdiği uzman tabip, tıbbî donanım, müdahale, bakım ve tedavi için gerekli koşulların hastanede sağlanamaması durumunda ise gerekli ilk müdahalenin yapılmış olması kaydıyla, başka bir sağlık kuruluşuna, usûlüne uygun biçimde sevki sağlanabilir. Acil hastaların, ihtiyaç durumunda nakledileceği sağlık kuruluşunun belirlenmesi ve nakil işlemleri, Acil Komuta Kontrol Merkezi’nin yönetiminde ve koordinasyonunda yapılır.

Tüm bunların yanı sıra, özel sağlık kuruluşlarının acil sağlık mevzuatına aykırı tutum ve işlemleri, cezaî yaptırımlara bağlanmıştır. Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda, acil hastaya müdahale esaslarına uyulmaması durumunda, ilgili sağlık kuruluşuna, bir önceki aya ait brüt hizmet gelirinin yüzde beşine kadar idarî para cezası uygulanacağı açık hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, Özel Hastaneler Yönetmeliği’nde de acil sağlık mevzuatına ve acil durum müdahale esaslarına uyulmaması durumunda: “bir önceki aya ait brüt hizmet gelirinin binde biri oranında idarî para cezası” verilmesinden; fiilin tekerrür durumuna göre, “poliklinik faaliyetlerinin 5 gün süreyle durdurulmasına” kadar çeşitli yaptırımlar uygulanacağı belirtilmektedir.

Salgın nedeniyle sağlık sorunları yaşayan ya da virüsten enfekte olduğu kuşkusuyla sağlık kurumlarına başvuran vatandaşların, iyi havalandırılan mekânlarda ve hastaların düzenli bir biçimde yönetilebildiği kontrol ortamları sağlanmalıdır. Salgından etkilendiği kuşkusu duymasına karşın enfekte olmamış bir vatandaşın sırf başvurduğu ortamların yetersizliği nedeniyle enfekte olması mümkündür. Gelen şikâyetlerde bazı hastanelerin muayene için tahsis ettikleri birimlerde; triaj, kayıt, bekleme, muayene ve tahlil ortamlarının salgına ortam hazırlar nitelikte olduğu şikâyet edilmektedir.

Konu hakkında, kurum yetkililerinin daha hassas ve özenli olması gerekmektedir.



Etiketler...