Hasta Haklari Aktivistleri Dernegi

Haberler

Sağlık Sektörü ve Hak İhlâllerindeki Haberler

İSTAHED: YENİ SAĞLIK RAPORLARI YÖNERGESİ DE VATANDAŞI RAHATLATAMADI

SAĞLIK RAPORU YÖNERGESİ BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILAMIYOR

Yeni duyurulan Sağlık Raporları Yönergesi ile ilgili, İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Başkan Yardımcısı Dr. Senem Özşehir’in yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“30.09.2019 tarihi itibarı ile Sağlık Bakanlığı sitesinden bir duyuru yapılarak hem hekimlerin hem de vatandaşın canına tak dedirten sağlık raporları karmaşasını bitirmeyi amaçlayan bir yönerge yayınlandı. Yönergenin makam oluru kısmındaki cümleler bu konunun artık ne kadar saçma bir hale geldiğinin itirafı gibiydi, şöyle deniyordu: ‘Türkiye’de evlilik, işe giriş, maluliyet, askere elverişlilik, engellilik tespiti, okula kayıt, silah ruhsatı, spor lisansı, sürücü raporları gibi birçok konuda farklı amaçla sağlık raporları düzenlenmektedir. Bunların yanı sıra kişilerin hastalanmaları halinde düzenlenen istirahat raporları ile ilaç ve tıbbi malzemenin temini gibi konularda da sağlık raporu düzenlenmesi gerekmektedir.’ Bu cümleler gerçekti ve doğrusu gerçeğin de sadece bir kısmını itiraf ediyordu. Halkımız neredeyse nefes almak için bile sağlık raporu almaya zorlanmaktaydı. Basit okul etkinliklerine katılacak öğrenciden kreşe gidecek 4 yaşındaki evladımıza, mahallesindeki bir havuzda biraz stres atmak isteyen gencimizden, askere gidecek olana, notere işi düşenden uçakla seyahat edecek olan yolcuya, hatta televizyonda bir programa katılacak olan seyirciye kadar her kesten, her konuda sağlık raporu istenir hale gelmişti. Yine aynı şekilde kronik hastalığı olan ve sürekli olarak aynı ilaçları kullanmakta olan yaşlılarımızdan da ilaç kullanım raporu talep edilmekte, bu da yetmeyip o rapora rağmen yine ilaçlarını, takipteki hastalığıyla hiç ilgisi olmayan bir hekime reçete ettirmesi gerekmekteydi. Evinden yatağından çıkamayan hastalar için, hele ki farklı zamanlarda biten birden fazla ilacı olan hastalar için, bu ilaçları temin etmek tam bir eziyetti.”

SAĞLIK RAPORU YÖNERGESİ BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILAMIYOR

Özşehir açıklamasında, beklentilerinin yönerge ile halkımızın bu eziyetten kurtulacağı şeklinde olduğunu belirterek, “Adı üstünde tamamen sağlıkla ilgili bir konuda Sağlık Bakanlığımız ipleri eline alacak, tam yetkili olacak, kafasına esen her kurum, kuruluş ve bakanlığın insanımızdan sağlık raporu adı altında ama insanımızın sağlığını korumaya değil bozmaya yönelik bir belge istemeyecekti. Yaşlı ve kronik ilaç kullanan hastalarımız tedaviyi veren hekimin kontrolünde ayrıca bir belgeye, reçeteye ihtiyaç duymadan, hekiminin belirttiği sürece ilaçlarını rahatça temin edecekti. Haftada ya da on beş günde bir, o haliyle aile hekimine gidip ilaçlarını tekrar tekrar reçete ettirmeyecek, sadece tedaviyi düzenleyen hekimin kontrolü dahilinde tedavisini alabilecekti. Hiçbir vatandaşımız kamunun sunduğu haklardan faydalanırken anayasamızın 17. maddesine aykırı olarak ‘tam sağlıklı olduğunu’ o kuruma ispatlamak zorunda kalmayacak, en basit bir işi için bile sağlık kurumları arasında mekik dokumayacak, gereksiz muayene, tetkik ve masraftan kurtulacaktı. Zaten iş bulamadığı için zor durumda olan halkımızın işe girmek için alması gereken rapor işveren tarafından temin edilecek, bu rapor için gereken tetkik ve röntgenler de işverence yaptırılacaktı. Zaten 6331 sayılı kanunu da böyle demekteydi. Beklenti, kanunun tam olarak hayata geçmesi ve iş kazalarının, meslek hastalıklarının azaltılması idi. Hukuk fakültesini bitirmiş bir avukatın bile tekrar sağlıklı olduğunu ispatlamadan göreve başlayamadığı, aldığı heyet raporu ile tıp fakültesine başlamış olan hekimin tek hekim raporu olmadan reçete yazamadığı, eğitim fakültesinden mezun bir öğretmenin raporsuz sınıfına giremediği bir ülke haline geldik. İşin kötüsü bu eğitimli kitle bile bu duruma ses çıkarmamaktadır. Sağlık Rapor talebi öylesine olağanlaşmıştır ki, hiçbir avukat kendi barosuna bu anlamsız raporu niye istiyorsun diyememekte, gidip raporu temin etmeye çalışmaktadır. Öyle ki kriminal suçların önlenmesi için bile bu tek hekim raporlarına güvenilir oldu. Örneğin okul servislerinde şoför olarak çalışmak isteyenler çok detaylı psikoteknik incelemelerin yapıldığı özel bir sağlık raporu ile işe başlamaktadır. Buna rağmen birkaç kriminal olay sonrası bu suçları önlemek için alınacak önlemler listesine tek hekimden alınacak sağlık raporu eklenmiştir ve kimse de bu raporun bu suçları önlemeye yaramayacağını sadece servis şoförlerini yılda bir evrak imzalatmak için zaman harcamaya yol açacağını itiraf edememiştir” dedi.

“Kısacası ülkemizde her kurum ve kuruluş, her bakanlık vatandaşla ilgili bir konuda yapacakları her etkinlik, iş ve işlemde talep edilen belgeler listesine “tek hekim sağlık raporu” cümlesini ekler hale gelmiştir” diyen Özşehir, “Bu durum hekimlerin mesailerini başka kurum kuruluş ve bakanlıkların bu anlamsız istekleri için harcamasına sebep olmaktadır. Birisi çıkıp bu çılgınlığa dur demeliydi. Halk sağlığına hiçbir katkısı olmayan ve sadece imzalı bir evrak anlamı taşımaktan öte gitmeyen, vatandaşı korumaya değil koşturmaya neden olan bu sağlık raporları kaosuna yine Sağlık Bakanlığı ‘yeter artık’ diyerek el koymalıydı” diye devam etti.

SESİMİZİN DUYULDUĞUNU SANDIK, ANCAK SORUNLAR ARTACAK

Yönergenin yayınlanması ile ‘tamam sonunda sesimiz duyuldu ve bu anlamsız ve aynı zamanda her birimiz için çok ciddi davalara gebe olan, vatandaşın kabusu haline gelmiş sağlık raporu karmaşası bitiyor’ diye düşündüklerini ifade eden Özşehir, açıklamasına şöyle devam etti:

“Ama dağ fare doğurdu. Yeni Yönerge rapor çılgınlığına son vermiyordu. Aklına her esenin rapor talep etmesini engellemiyordu. Sadece halkımızın sağlık ve güvenliğini koruyacak alanlar dışında işe yaramayan, sağlığımızı korumayan bu evrak çılgınlığını bitirmiyordu. Mendil kapmaca oynayacak çocuğumuz, sağlık raporu almaktan kurtulmuyor, sadece hekime “mendil kapmaca oynayabilir ibaresini yazmana gerek yok” deniyordu. Hem kendi içinde, hem de zaten var olan ilgili yönetmeliklerle çelişen, raporlar sorununa kökten bir çözüm getirmeyen, ülkenin sağlık ve güvenliğine zerre katkısı olmayacak bir yönerge ile karşı karşıyayız. Tek hekim durum bildirir raporu adı altında her vatandaşımızın tam sağlıklı olmadan hiçbir şey yapamayacağını kabul mü edeceğiz. Sağlık Raporu demek halk sağlığı, işçi sağlığı ve iş güvenliği, sporcu sağlığı gibi konularda yapılacak iş ya da etkinliğin en sağlıklı şekilde yapılmasını sağlamak için, o etkinliği ya da işi yapacakların yine o konularda gerekli sağlık kriterlerini karşılayabildiklerine dair hekimler tarafından verilen hizmet demektir. Oysa bu yönergede bu amacın karşılanmasına dair anlamlı bir değişiklik görmediğimiz gibi, hekimleri olası davalarda daha çok sıkıştıracak, olası rapor taleplerine daha çok maruz bırakacak, durum bildirir tek hekim raporu adı altında insanlara verilmesi imkansız “tam sağlıklıdır” tanılı imza içeren evrakların hayatımıza daha çok gireceğini anlıyoruz. Bu bir sağlık hizmeti değildir, bu yönerge bürokratik bir kandırmacadan başka bir sonuca yol açamaz. Halkımızın derdine çare olamaz.”

Yönerge sadece bunlarla da kalmamıştır diyen Özşehir, şu bilgileri de paylaştı:

Bu yönerge;

-İşe giriş raporlarını 6331 sayılı iş güvenliği ve işçi sağlığı konulu kanunun özünden uzaklaştırmıştır. Sürücü raporlarını sadece görme keskinliği bakılması gereken bir rapormuş gibi değerlendirmiştir.

-Ülkemizde en çok cinayetin işlendiği silah olan yivsiz av tüfeği raporları konusunda etkin bir bedensel ve ruhsal muayene iradesi ortaya koymamıştır.

-İlaç kullanım raporlarında çözüm üretmemiş, kronik hastaları mağduriyetten kurtarmamıştır.

-Yaşam boyu sağlık ve hobi etkinliklerine katılımın önündeki rapor engelini kaldırmamış, lisans dışı sağlıklı yaşam için yapılan basit spor ve etkinlikler için rapor taleplerini önleyecek net bir önlem almamış, kurumlara bu konularda rapor talep edemezsin diyememiştir.

-Halkımızın çalışırken, trafikte ya da günlük hayatta sağlığını güvenceye almamıştır.

-Halkımıza talep edilen raporların gereksiz olduğunu anlatmak için harcanan zamanı azaltmayacağı gibi, vatandaşın da basit konular için bile oradan oraya sağlık raporu almak için koşturmaya devam etmesini önleyemeyecektir.

-Sağlıkta şiddet konusunda da sağlık raporlarının etkisi bu yönerge ile azalmayacak, vatandaşımızla hekimler karşı karşıya kalmaya devam edecektir.

YÖNERGEYE UYULMASI MÜMKÜN DEĞİL!

“Biz hekimler; Yönergenin sağlık raporlarında olumlu anlamda birkaç nokta içerdiğini kabul etmekle birlikte, temel mantığının Sayın Bakanımızın ön sözde belirttiği gibi olmadığını, bu haliyle bu yönergeye uymamızın mümkün olmadığını, ilgili kanun ve yönetmeliklerle Anayasamızın temel hak ve yükümlülüklerine dair maddelerine uyacağımızı belirtmek zorundayız” diye belirten Özşehir, “Tabi ki ayrıca hekimlerin de Türk Ceza Kanununun görevi ihmal, görevi kötüye kullanma yine Borçlar Kanundaki “özen yükümlüğü” ve en çok da Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’ndeki özgürlük ve bağımsızlık vurgusu ile en doğru kararları verebilmek adına yapılması gerekenleri yapmamızı emreden hükümlerini pas geçmeleri beklenemez” dedi.

YÖNERGE GERİ ÇEKİLMELİDİR

Bu anlamda hukuki veya diğer yollara gerek kalmadan bu yönergenin derhal geri çekilmesini talep ettiklerini söyleyen Özşehir, “Anayasamıza, yasalara ve ilgili yönetmeliklere aykırı olmayan, halkımızın temel haklarını önemseyen ve güvence altına alan, hekimleri iş yükünden kurtarıp gerçek işlerine, tanı tedaviye, en çok da koruyucu hekimliğe zaman ayırmasını sağlayacak bir mevzuatın yazılmasını ve bunu da, yine bu işin uygulayıcısı olan, pratiğini yapan bizlerle birlikte yapmasını talep ediyoruz. İSTAHED, tüm sağlık camiasını ve Bakanlığı, sağlık raporlarının ciddiyetini önemsemeye ve buna uygun mevzuat konusunda iş birliğine çağırmaktadır. Halkımızı sağlıklı olduklarını kurumlara ispatlama mecburiyetine karşı durmaya davet etmektedir. Engeli ya da hastalığı olan vatandaşlarımızın da haklarını savunmaya davet etmektedir. Bu dünya sadece tam sağlıklı insanların yaşadığı, çalıştığı, spor yaptığı, sanatla ilgilendiği, nefes aldığı bir dünya değildir. Bizlerden bu anlayışa hizmet etmemizi bekleyemezsiniz. Aile Hekimleri tüm halkımızın yanında olmaya devam edecektir.” Diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Etiketler...